Shakespeare “Hamlet” adlı oyununda kralın suçlarını ortaya sermek için Hamlet’e kralın önünde oynanacak bir oyun yazdırır. Amacı tiyatronun kralın vicdanına bir ayna tutarak vereceği tepkiden onu suçüstü yakalamasıdır. Çünkü iktidar sahibinin işlediği suç, krallıktaki çürümenin devamıdır; ölüler bile mezarlarından fırlayarak dirilere görevler yüklemiştir.
“Komedinin amaçlarından biri, insanlardaki kusurları, özellikle asrımız insanlarındaki kusurları ortaya koymaktır” diyen Moliere çok tepki topladı. Ya bugün, bu iki büyük yazarın anlayışlarına uygun oyunların yazıldığını söyleyebilir miyiz? Elbette hayır. Zira bugün suç işleyen ya da kusurları olan insanlar o kadar güçlendi ki, onları bir sahne üzerinde göstermek cesaret istiyor. Nitekim bu yüzden olacak, günümüz tiyatrosu bu kusurları göstermekten çok, bu kusurlara alkış tutturuyor. Zamanımıza hiçbir eleştiri getirmiyor. Oysa tiyatroyu tiyatro yapan, başka hiçbir sanat dalının başaramayacağı şekilde topluma bir ayna tutmasıdır.
“Hamlet” adlı oyunda bir ölüye yapılan haksızlık ve onun haklarına saldırı vardı; tiyatronun işlenen suçu, suçlu önünde tasvir etmesi vardı. “Atatürk” adlı oyun bu açılardan baştan sona Hamlet’in kralın önünde sahnelediği oyuna benzetilebilir. Aynı derecede abartılı ve gerçeğin bin kez büyütülmüş hali. Hamlet’te olduğu gibi burada da hakikati abartı ortaya çıkarıyor ve komedi işte bu oluyor.
Bugüne dek Atatürk’le ilgili pek çok ciddi, asık suratlı eser yazıldı. Biz, içinde Atatürk’ün olacağı bir komedinin bir ilk sayılacağı, fikir olarak halka ilginç geleceği kanısındayız.
Oyunumuz Atatürkçü geçinen ama aslında makyavelist olan kimilerini teşhir ederek halkı güldürmektedir. Çünkü Atatürk’e haksızlık yapanlardan, ancak halk onlara gülerse tam bir intikam alınmış olunur.. Komedi, doğruyu test eden bir araçtır, kendisine gülünen bir insanın da iç yüzü ortaya çıkarılmış demektir. Nitekim komedinin drama üstünlüğü, güldürürken içtenlik araması değil mi? Bu oyunun pek çok kişinin yüzündeki maskeyi indireceğini, iki yüzlülükleri sergileyeceğini biliyoruz. Bu nedenle başkalarının gülen yüzleri karşısında şimdiden asık suratlarını görür gibi olduğumuz düşmanlarımızın önünde dayanışma içinde olabileceğimiz dostlar, kurumlar arıyoruz.
Leave a reply