“Komedide entrika, oyunun iskeletini, kurgu bu iskeleti bir arada tutan eklem yerlerini temsil eder. Oyunun özü, eserin ruhu olurken, diyaloglar bu iskeleti saran bedeni olurlar. Entrika, komediye hareket kazandırır; kurgu ise bu hareketin belli yönde seyretmesini sağlar. Her şeyi derli toplu tutarak oyunun dağılmasını önler. Ancak böylesi oyunlar izleyicinin dikkatini bir noktada tutmayı başarır. Çünkü ancak o zaman, her şey ahenk içinde bir arada bulunur, ilgi çekmenin tek koşulu budur..”
“İnanıyorum ki, ‘İlahi Komedya’ ya da diğer adıyla ‘Tanrısal Komedi’ bu tarife uygun düşen eserlerden biri olacak, yönetmenine düş gücünü sergilemesi bakımından büyük imkanlar sunacaktır. Eğer bir trajedi, dram olsaydı ilgi çekmezdi, bence tüm çekiciliği komedi olmasında. Cüreti ona Tanrı katında geçen bir güldürü olma sıfatını kazandırıyor. Kimi yerde Shakespeare’in üslubuna yaklaşan bir üslup sergiliyor. Dogmaların insandan beklentileriyle insanın asli yapısının birbiriyle nasıl uyuşmadığını, çatıştığını, bundan nasıl bir komedinin doğduğunu gösteriyor. Böylece dünyanın her yerinde sahnelenebilecek bir oyun ortaya çıkıyor.”
Bedrettin Şimşek
Leave a reply